13 Eylül 2015 Pazar

Amerika'dan Gelen Müthis İlaç ''SF''

Öncelikle merhaba. Gene uzun bir ara ve yoğunluğun ardından yazmaya vakit bulduğum nadir anlardan birinde sizlere birşeyler aktarmak istediğimi bilmenizi istedim. Ben de yazacak çok şey birikti ancak yazacak zaman kalmadı :( . O yüzden vakit kaybetmeden konuma giriş yapmak istiyorum.

(Hee bu sırada burada halen amatör ruhumla yazdığım unutulmasın isterim :D )

Bu sefer size tuzlu sudan bahsetmek istiyorum. Evet bildiğiniz tuzlu su. Tıpta biz ona ''Serum Fizyolojik'' diyoruz. Pratik hayatta ise ''SF'' deniyor. %0,9 luk NaCl içeren bu çözeltinin ne kadar etkili olduğunu gördüğümde bunu mutlaka aktarmam gerektiğini düşündüm. Bilenlerimiz bilir, aslında SF içerik olarak pek bişey ihtiva etmez. Hatta elektrot dengesi dışında hiç birşey içermez. Ancak bu pratikte öyle değil.

% 0,9 luk NaCl
Bulunduğum bir ortamda SF'in plasebo etkisinden o kadar çok yararlandık ki neredeyse en etkili ilaçlardan daha etkilidir desem yeridir. Her zaman söylediğim bir şey vardır o da plasebo anabilim dallarının bizim eczacılık fakültelerimizde de olmasının gerektiği, çünkü Amerika'da bu anabilim dalları var ve orjinatör  firmalar, ilaçlarını geliştirdiklerinde ilaçların etkililiğinin plasebodan daha mı etkili yoksa etkin madde mi daha etkili diye araştırıp dururlar. Belki bazılarınız için ilginç gelebilir ama özellikle antidepresanların başını belaya sokan bir durumdur. Çünkü yapılan araştırmalarda da bir insanın psikolojik durumun  bozulup bozulmadığını anlamak için yapılan testlerin etkiliği çelişkili iken bu hastalıkların tedavisinin neticesini anlamakta kullanılan testlerde bize istediğimiz sonucu vermeyebiliyor. Yani örnek ile anlatmak gerekirse; bir insanın kan şekerini bir glukometre ile anlayabilecek iken, bir insanın depresyonda olup olmadığını ona sorulardan oluşan bir anketin cevabına göre değerlendiriyoruz. Yani bir kişi hasta olmasa bile ilgi görmek için veya ilaç kullanmak için vs. daha bir çok nedenden ötürü kendini hasta gibi gösterebilir. (Hee bu durumda onu hasta yapar ama tedavi şekli farklı olabilir.)

Peki SF bu işin neresinde diye sorarsanız işte burada devreye giriyor. Bazı hastalar ile karşılaştım ki, bunlar ilgi görmek için veya başka nedenlerden ötürü bayılma taklidi, kriz taklidi yaptıklarını fark ettik. Peki vital bulguları normal olan bir insanı kendini hasta gibi etrafa lanse ettikten sonra kendisine ''senin hiç birşeyin yok'' diye kaldırıp gönderilse ne olur biliyor musunuz? Genelde inanmazlar. Çünkü onlar tedavi alıp iyileşebileceklerine inanırlar ve ancak çevrelerindekini de bu şekilde inandırabilirler.

İşte bizde onlara SF verdik. IM uygulandığında kalçada biraz yanma da yapar. Bu sayede hasta kendine enjeksiyon yapıldığı için bunun verdiği psikolojik etkiyle  resmen yeniden doğmuşa dönüyordu. Bunun ile ilgili filmde izlemiştim, hatta bilimsel makaleleri baz alarak yazılmış kitap dahi okumuştum ancak görünce gözlerime inanmadım. Biz hastaları iyi etmiş olduğu verdiği gururla, hasta iyileşmiş olduğu sevinçle hayatına devam etti.

Pratiklik ile teorik bilgilerin elbette aynı etkiyi yaratmadığını bir kez daha öğrenmiş oldum. Ve bunu sizlerle paylaşmak istedim.

Umarım bir daha ki yazım için çok ara vermeme umuduyla, kendinize iyi bakın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder